
Doğal,kendiyle barışık,hayatı seven,sempatik,neşeli...Böyle devam ettirebilirim aslında Zaz'ı yani Isabella Geffroy'u.Sesi ve minyon tipiyle fransızların Edith Piaf'a benzettikleri güzel insan.İkisinin de yerleri ayrı tabii ama Zaz bence hem sempatik tavırları hem de sesiyle bugün konsere gelen binlerce kişinin hayranlığını kazandı ve eğer hep böyle kalabilirse,popüler kültür onu bozmazsa gerçekten seneler boyunca da adından söz ettirecektir popülerliği gelip geçici diyenlere inat.Sahne üzerinde o kadar rahat,o kadar mutlu ki zaten hayata şarkı söylemek için gelmiş bu hatun diyorsunuz.İster istemez acaba ben neden geldim diye düşünmedim değil=)Arada Türkçe konuşmaya çalışması ise çok şekerdi ve bir Fransızdan beklenmeyecek bi'şeydi=)Bir de en ön sıradaki sosyetik insanlar vardı konserde.Cici cici elbiselerini giymişler gelmişler,en önde el çırpa çırpa eşlik ediyorlardı.İçimden istemeden şunu düşündüm "Zaz sokakta yaptığı müziğiyle üne kavuştu.Acaba kaçı İstanbul'daki sokak müzisyenlerini dinleyip,destek oluyorlar.Onların şimdi bu ÜNLÜ sokak müzisyenine ilgisi fransız olmasından mı,yoksa popüler olmasından mı?".Neyse kısacası müzik kalitesinin bu denli bozulduğu günümüzde güzel bir müzikle güzel bir ses dinlemek isterseniz,bence deneyin.Ve tabii güzelim fransızcanın o şarkılarla klasik şahane uyumu için...