22 Ekim 2011 Cumartesi

ZAZ





Doğal,kendiyle barışık,hayatı seven,sempatik,neşeli...Böyle devam ettirebilirim aslında Zaz'ı yani Isabella Geffroy'u.Sesi ve minyon tipiyle fransızların Edith Piaf'a benzettikleri güzel insan.İkisinin de yerleri ayrı tabii ama Zaz bence hem sempatik tavırları hem de sesiyle bugün konsere gelen binlerce kişinin hayranlığını kazandı ve eğer hep böyle kalabilirse,popüler kültür onu bozmazsa gerçekten seneler boyunca da adından söz ettirecektir popülerliği gelip geçici diyenlere inat.Sahne üzerinde o kadar rahat,o kadar mutlu ki zaten hayata şarkı söylemek için gelmiş bu hatun diyorsunuz.İster istemez acaba ben neden geldim diye düşünmedim değil=)Arada Türkçe konuşmaya çalışması ise çok şekerdi ve bir Fransızdan beklenmeyecek bi'şeydi=)Bir de en ön sıradaki sosyetik insanlar vardı konserde.Cici cici elbiselerini giymişler gelmişler,en önde el çırpa çırpa eşlik ediyorlardı.İçimden istemeden şunu düşündüm "Zaz sokakta yaptığı müziğiyle üne kavuştu.Acaba kaçı İstanbul'daki sokak müzisyenlerini dinleyip,destek oluyorlar.Onların şimdi bu ÜNLÜ sokak müzisyenine ilgisi fransız olmasından mı,yoksa popüler olmasından mı?".Neyse kısacası müzik kalitesinin bu denli bozulduğu günümüzde güzel bir müzikle güzel bir ses dinlemek isterseniz,bence deneyin.Ve tabii güzelim fransızcanın o şarkılarla klasik şahane uyumu için...

8 Ekim 2011 Cumartesi

portakal yarım ( '|

http://www.youtube.com/watch?v=21bv5cU-waI




Gave up my heart,and my soul and my pride
And my job and my creeds and the ones that I love
Gave up my all to a man I just met
But there's no time to waste cuz it's almost too late

At last!

Dünyanın en güzel şarkısı ve klibi adeta.Çoook seviyorum,her gün dinliyorum,bağımlıyım sanırım.

2 Ekim 2011 Pazar

biricik dünyama gelişimin 22.geleneksel kutlaması

Doğumgünümü REDD ile kutlamaya başladım şuan kendisi "umrumda değil hoşçakaal derimm" dedi ve ardından "hiç bukadar acıtmadı hiç kimse senin kadar" diyor."Dünyaa yeniden dönüyorr "diyor.Zaten koskoca dünya senin doğumgünü napsın yani minicik bi insansın onun haşmetli bünyesi yanında.O kendi dönmesinde tabii,herkesin dünyası kendine döner tabii.Herkesin dünyası kendine dönmese zaten o zaman özel isim mi cins isim mi ayrımı olmazdı.Dünya kelimesi gezegen olursa özeldi ama herkesin dünyası cinsti.Sahi herkesin dünyası neden cinsti,bence özeldi,herkesin dünyası özel.Tek,biricik.Ben benim biricik (cins ve özel)dünyama gelişimin 22.yılını kutlamaya başladım.Bazen o dünyaya küfrediyorum,nefret ediyorum,iğreniyorum çünkü O özel olan hani gezegen olan Dünya'dan onu dünyamı koruyamıyorum içine akıntı yapıyor.Kötü olaylar,kötü insanlar dünyamın içine giriveriyorlar.Ne kadar korumaya çalışsam da yapamıyorum ben dünyamın sadece cennetim olmasını isterdim ama içine bazen cehennem(o kadarı değil tabii minnacığı) de karışıyor.Ama bazen de öylesine seviyorum ki aşık olabiliyorum dünyama.Sen benimsin,tanıdğım güzel insanlar,anılar,yerler hepsi benim işte bu yüzden seviyorum.Sana gelişimin 22. yılı kutlu olsun sevdiklerim hep yanımda olsun,gülelim,eğlenelim,rakı içelim,sevelim,sevilelim,sonra tekrar gülelim,üzülebilirz ama tek başına değil,azıcık üzülelim bir de 1 saat sonra yine gülelim,(ama muhtemelen 1 saat sonrasının 1.dakikasında üzülecek bir sebep buluruz,bulmayalım artık.),gezelim bol bol gezelim,yapmadığım ama yapmayı düşündüğüm şeyleri yapalım,mutlu olalım,gülelim.Bu yıl içine biraz daha cennet katman dileğiyle dünyam...